Asher yatak odasında uyandı, zarar görmemişti ve fazlasıyla canlıydı. Yatak odası genişti, şık döşenmişti. Bütün dekorlar altın, gümüş ya da elmasla kaplıydı. Biri görse Asher’ın kral olduğunu zannedebilirdi.
İlk farkettiği şey çocukluğuna dönmüş olmasıydı. Asher, 27 yaşında ölmüştü ama şimdi 13 yaşındaki bedeninde uyanmıştı.
“HAHHAHAhhahahahaaaHAHAHAahhahahAHAHAHAHahahahahaHAHHA!” Asher uzun ve yüksek sesli histerik bir kahkaha attı. Patlayışı özel hizmetçisi Emma’nın içeri girmesine neden oldu.
Emma endişeli bir yüzle sordu. “Genç Efendi, iyi misiniz?”
Asher Emma’nın tanıdık yüzünü incelerken hayretini göstermedi ve sakin kaldı.
“İyiyim. Sadece önümüzdeki üç saat içinde odamın çevresinde kimsenin olmadığından emin ol,” diye emretti Asher. Aklındakileri toparlamak için yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.
“Nasıl isterseniz, Genç Efendi.” Emma, onu kimsenin rahatsız etmeyeceğinden emin olmak için odadan ayrıldı.
Asher hizmetçisinin ayrılışını izlerken bu durumda olmasına sebep olan şeyler bir anda aklına akın etti. Aniden zihninin içinde bir ses yankılandı:
[Kader Yutan Sisteme hoş geldiniz, Sahip.]
Asher şaşırdı ama soğukkanlılığını koruyarak sordu, “Sen nesin ve neden geçmişe döndüm?”
[Sahip, zaman çizgisinin geri sarılması için kudretini kullanan Zaman Tanrıçası tarafından seçildi. Ben sadece size rehber olarak Tanrıça’nın bağışladığı bir lütfuyum.]
Asher soğuk bir ses tonuyla sordu, “Tanrıça neden bana yardım etti? Gizli bir amacı mı var?”
[Üzgünüm ama bu bilgiyi henüz sizinle paylaşamam. Belirli aşamalara ulaştığınızda, bilgi ve anlayışla ödüllendirileceksiniz.]
“Sistem hakkında söylediğin bu ’kader şeyi’ ne oluyor?”
[Kaderinizle oynandı ve bu nedenle kaderiniz bozuldu. Tanrıça bile kaderin akışına müdahale edemez.]
[O ormanda ölmeniz gerekiyordu ve böylece kaderiniz gerçekleşecekti. Ancak gençliğinize döndüğünüzde kaderiniz ciddi ölçüde kısaldı.]
[Sonuç olarak kaderinizde önümüzdeki yıllarda öleceğiniz yazılı.]
Asher’ın sesi sertleşti, bedeninden öldürme arzusu sızdı. “Yani sadece birkaç yıl içinde ölmek için geçmişe mı döndüm? Şaka mı bu?”
[Merak etmeyin, sistem kader puanlarınızı geri kazanmanızda yardımcı olacak. Kader puanlarınızı tükendiğinden, kendi kaderinizi telafi için diğerlerinin şansını ve kader puanlarını yağmalamalısınız.]
“Yani sadece diğerlerinin fırsatlarını ve geleceklerini mi çalmalıyım?” diye sordu Asher.
[Hem evet hem hayır. İyi işler yaparak ve başkalarına yardım ederek de kader puanı kazanabilirsiniz. Öldürerek ya da fırsatlarını çalarak düşmanlarınızı yenmek de puan kazanabileceğiniz diğer bir yol.]
[Sahip için iyi işler yapma yolunu izlemesini tavsiye ederim, çünkü bu şekilde kader puanı kazanmak daha kolay olacaktır.]
“Öncelikle, sana nasıl hitap etmeliyim?” dedi Asher.
[Yaşayan bir varlık olmadığımdan bana basitçe ’sistem’ deyin. Ben, Tanrıça size doğrudan yardım edemeyeceğinden dolayı ondan aldığınız kutsamanın bir parçasıyım.]
Asher Zaman Tanrıçası’nın niyetinin ne olduğunu bilmediği için ona karşı hâlâ temkinliydi. O, kendinden başka kimseye güvenmeyen bir adamdı ve ölürken bile kimseye güvenmediği için pişmanlık duymamıştı. Çünkü temkinli olmak ihanete uğramaktan daha iyiydi.
“Bir kahraman olursam daha kolay kader puanı kazanabileceğimi söylüyorsun, doğru mu?”
[Kesinlikle, Sahip. Bu yoldan giderseniz kesinlikle daha az düşman kazanırsınız.]
“Peki, o zaman ben kötü adam olacağım. Çünkü böylesi daha eğlenceli,” dedi Asher duygusuz bir bakışla.
[Sahip, gideceği yolu seçti ancak uyarayım ki bu yol katliam ve nefretle dolu olacak.]
“Hayatım boyunca herkes benden nefret etti. Yürüdüğüm bütün yollar kanlıydı,” dedi Asher, gözleri tavana dalmış derin derin düşünürken.
Yorum