Asher ve Arthur üzerinde altın harflerle “Greville” yazan ön kapıda durdular. Malikanelerindeki mana odasıyla kıyaslanabilir olsa da, odanın dışından hissedilen yoğunluktan bile bu katın diğerlerinden daha lüks olduğu barizdi.
“Demek bu senin oğlun, Arthur. Oldukça boylu poslu bir çocuk.” Yaşlı bir adam onlara doğru yürüdü ve gözleri Asher’ın üstündeyken konuştu.
“Asher, Büyü Derneğinin yaşlısıyla tanış, Edward Amaris. Bu dünyadaki SS Sınıf avcılardan biri.” Arthur yaşlı adamı tanıttı.
Edward Amaris gerçekten de Greville Ailesi ile tanışıklığı olan ve Arthur’a Mana Odasını Asher için ayarlamasını sağlayan Büyü Derneğinin Büyüklerinden biriydi.
Asher, Edward’a baktı ve yalın varlığından sızan mana gücünün baskısını hissetti. Onu öldürebilecek bir SS Sınıf avcının nasıl baskı hissettirdiğini görmek ona artık dünyanın en güçlü adamı olmadığını hatırlattı. Ama o güce bu hayatında çok daha erken ulaşabileceğini biliyordu.
Asher hâlâ yaşlı adamın neden burada olduğunu merak ederken “Merhaba, ben Asher Von Raven Greville,” dedi.
Edward, Asher’a gülümserken, “Ah, neden burada olduğumu mu merak ediyorsun? Bunu babana sor.” dedi.
“Evet, sana söylemeyi unuttum. İhtiyar Edward sen uyanırken Mana Mücevherlerini yerleştirmede sana yardım edecek.” Arthur, Stephen’a elindeki çantayı vermesini işaret etti.
Edward, Arthur’a gülümserken, “Önce odaya girelim çünkü içeride dönenler bu yaşlı adam için de oldukça heyecan verici,” dedi.
Arthur ve Asher odaya giren Edward’ı takip etti. Bütün köşeleri rün dilinde çevrelenmiş, beyaz mermerden bir odaydı. Rünlerin ne olduğunu bilmese de Asher bunların Mana Toplama rünü olduklarını ve Büyü Derneği, Rün Ustalarının neredeyse %90’ına sahip oolduğunda muhtemelen en iyilerinden biri olduğunu tahmin edebiliyordu.
Asher bu uyanışının öncekinden çok daha farklı olacağını hissedebiliyordu. Erken uyanmayı denediği için ebeveynlerinin mutlu olmasından ya da başka bir şeyden dolayı olabilirdi. Çünkü önceki uyanışında ona kimse, özellikle SS sınıf bir avcı ona yardım etmemişti.
Ama Arthur kutuyu açtığında, aman tanrım, şok oldu. Arthur’un az önce çıkardığı, dünyanın hiçbir yerinde satılmayan ve ancak eşdeğer bir bedel sunulduğunda takas edilebilen S sınıf bir Mana Mücevheriydi. Zindanlarda yaşayan ve ancak C sınıfın üstünde olan canavarlar öldürüldüğünde düşen Mana Mücevherleri, çok ender bulunan mana taşlarıydı.
İnsanlar Mana Taşlarından daha saf bir manaya sahip olduklarından ve Uyanış esnasında mana çekirdeğini şekillendirirken hataya yer bırakmayacağından, Uyanış için Mana Mücevherleri kullanırlardı. Önceki hayatında tek başına Soran’ın birkaç arazisini alabilecek kadar pahalı A sınıf bir Mana Mücevheri kullanmıştı.
Ancak sadece bir kademe yüksek olmasına rağmen S sınıf bir Mana Mücevheri, A sınıf bir Mana Mücevherinden inanılmaz derecede nadir bulunurdu. Çünkü A sınıf canavarlara kıyasla S sınıf canavarlar daha az sayıdalardı ve o canavarlardan da çok azı Mana Mücevheri düşürüyordu. Bu yüzden S sınıf avcılar güçlükle bir S sınıf Mana Mücevherini ele geçirebilseler bile çok nadiren satıyorlardı.
Asher minnettar olmasına rağmen babasının az önce kendi Mana Mücevherini kullandığının farkındaydı ve bu çok fazlaydı. Çünkü Mana Kalbini şekillendirdikten sonra seviyeni sadece iki yolla yükseltebilirdin.
Birincisi, yavaş yavaş etrafından mana emmek ve onu Mana Çekirdeğine katmakla gücün artabilirdi.
İkincisi, bedenindeki manayı hareketlendirmek için bir Mana Mücevheri kullanır ve Mana Çekirdeğini usulca onunla beslerdin. Ama Mana mücevheri sayesinde mana emmek tavsiye edilmezdi. Çünkü bu, henüz büyümeden doldurduğu için Mana Kapasitesinin doğal bir yolla büyümesine müsade etmezdi. Mana mücevherleri sadece kendi seviyenin zirvesine ulaştığın ve dar bir geçitle karşılaştığın zaman o eşiği geçmene ve seviye atlamana yardımcı olmak için kullanılırdı.
Arthur çoktan S seviyesinin zirvesindeydi ve bu Mana mücevheri önceki hayatında birkaç tanesiyle daha birlikte onun SS seviye olmasına yardım etmişti. Ama şu anda S sınıf Mana Mücevherlerinden birini Asher için harcıyordu.
“Baba, A sınıf bir mücevher de kullanabilirim. Bunu heba etmene gerek yok,” Asher içinden geçenleri söyledi. Uyanışında hangi mücevherin kullanıldığı onun için önemli değildi çünkü özel kan soyu zaten onu dengeleyecekti.
Arthur ona faydasız olduğunu söyleyen bir bakış atarken, “Beni ikna etmeye uğraşma. Eğer bunda ucuza kaçarsam annen muhtemelen beni öldüresiye döver.” dedi.
Asher, sevgi dolu baba ve soğuk oğlunun atışmasını sessizce gülümseyerek izleyen Edward’a döndü. “Ah, tamam. Eğer istediğiniz buysa hadi başlayalım.”
Yorum